Güzellik Profesyonelleri

Dünyaca Ünlü Saç Tasarımcısı Vernon François Saçınızı Olduğu Gibi Sevmenin Yolunu Gösteriyor

Lupita Nyong’o, Solange Knowles, Serena Williams ve Willow Smith gibi yıldızların saçlarını şekillendiren Vernon François bütün saç tiplerini kucaklayarak güzellik dünyasında kapsayıcılığa yer açıyor. Başarılı saç artisti ile kariyer yolculuğu, siyah kimliğin temsili ve favori kırmızı halı anları üzerine konuştuk.

17 Temmuz 2025

Vernon François güzellik dünyasında kapsayıcılığı tam anlamıyla benimseyen isimlerin başında geliyor. Sektörde siyah kimliğinin temsili konusunda ilerleme kaydedildiğini kabul etse de görünürlükle eşitliğin aynı şey olmadığının altını çiziyor. Bu konuda sözünü hiç sakınmıyor.

Henüz on dört yaşındayken Londra’nın meşhur caddesi Oxford Street’teki bir kuaförde saç şekillendiren, on altısında ilk ödülünü kazanan yetenekli saç tasarımcısının kariyeri başarılarla bezeli. Özellikle Lupita Nyong’o için yarattığı kırmızı halı görünümleri hep çok ses getirdi.

Şimdi sözü, şiirsel cevaplarıyla saçları ne kadar sevdiğini ve önemsediğini gösteren François’ya bırakıyoruz.

Küçük yaşlardan beri saçlara ilgi duyduğunuzu biliyoruz. Hafızanızı yokladığınızda saçlara dair ilk hatırladığınız şey ne oluyor?

İngiltere’nin kuzeyinde, Leeds’deki evimizin salonunda yerde otururken saçlarımın yapıldığını hatırlıyorum. Her seferinde çok acı çekerdim. Bu acı zamanla yerini ilgiye bıraktı. O yaşlarda bunu kelimelere dökemesem de saçların güzel ve hatta kutsal bir yanı olduğunu hissediyordum. Saçı sadece dış görünüş bağlamında değerlendirmiyordum. Bana göre saç kimlik, özgürlük, kendini ifade etme, başkaldırı, onur ve güvenlikle iç içe. Bunların hepsi tek bir saç telinin içinde saklı.

Henüz on yedi yaşındayken Londra’daki Black Hair Sensationnel Awards’ta “Yılın Yeni İsmi” ödülünü kazandınız. Bu ödül güzellik sektöründeki yolculuğunuzu nasıl etkiledi?

Benim için inanılmazdı. O zamanlar doğru düzgün bir saç kesme makasım bile yoktu. Usturalarımı bilemek için kibrit kutusunun sert arka yüzünü kullanırdım. Bu ödülü kazanınca bazı ihtimallerin kapısını aralamış gibi hissettim. Sadece bir ödül kazanmamıştım aslında. Birileri beni fark etmişti. Çok büyük bir şey olmamasına rağmen o fark edilme anından aldığım cesaretle daha büyük adımlar atabildim. Üstelik dünya beni hep bağrına basmadığı halde.

Bir keresinde gittiğiniz bir çekimde yemek siparişi getirdiğinizin zannedildiğini söylemiştiniz. Böyle bir ortamda yükselmenin zor olduğunu tahmin edebiliyorum. Bu gibi zorlukların nasıl üstesinden geldiniz? Kariyerinizde bir dönüm noktası oldu mu?

Elimde saç ekipmanlarımla beklerken, hatta sandalyede müşterim otururken bile defalarca “Kime teslimat yapmaya geldiniz?” sorusu yöneltildi bana. Bunlar hem gururumu kırdı, hem de öfkelendirdi beni. Ama bu tür olayların kim olduğumu belirlemesine izin vermedim. Bunları daha bilinçli olmak için kullandım. Bir anda başarıya ulaştığımı söyleyemem. Yani bir dönüm noktasından ziyade adım adım ilerleme söz konusu. Adımı başkalarıyla paylaşan müşteriler, bana şans veren markalar ve hoş karşılanmadığım ortamlarda bile ödün vermemem sayesinde oldu bu. Değerimi başkalarının takdirinin belirlemediğini biliyordum.

 

François saçınız söz dinlemediğinde de onu sevmenizi öneriyor. Çünkü saçınızın da bir karakteri olduğunu ve bu karakteri tanımaya çalışmanın önemini vurguluyor.

 

Güzellik dünyasında siyah kimliği yıllarca yeterince temsil edilmedi. Bugün hak ettiği ilgiyi görüyor mu sizce?

İlerleme kaydedildiği doğru. Ama görünürlükle eşitlik aynı şey değil. Güzellik sektörünün siyah kimliğine sadece bakıp geçmesini istemiyorum. Önemli olan bu kimliği öğrenmesi, buna yatırım yapması ve saygı duyması. Altyapısı olmayan temsil süsten başka bir şey değil. Kalıcı olarak alanlar açan köklü bir değişime ihtiyacımız var.

Afro ve kıvırcık saçlardan yana olduğunuz biliniyor. Saç dokusu çeşitliliğiyle ilgili yeterince ilerleme kaydedildi mi?

İlerleme var ama yavaş yavaş oluyor. Halen saç dokusu çeşitliliği gibi bir kavramı açıklamak zorunda kalmamız bile çok şey anlatıyor. Her saç tipiyle çalışmayı bilmenin uzmanlık gerektirmediği, normal kabul edildiği bir dünyada yaşamak istiyorum. Henüz o noktaya gelmedik ama en azından bu konular konuşulur oldu. İnsanlar da kulak veriyor. Bu değişim eğitim programlarında, podyumlarda ve müşterilerde karşılık bulana kadar saç çeşitliliğini savunmaya devam edeceğim.

Saçın doğal dokusuyla çalışmanın ne kadar güzel olduğunu hep vurguluyorsunuz. Özellikle çalışmayı sevdiğiniz bir saç dokusu var mı? Yoksa seçim yapmak imkânsız mı?

Bir ebeveynden en sevdiği çocuğu seçmesini istemek gibi bu. Gerçekten bütün dokuları seviyorum. Ama sık buklelerin yerçekimine meydan okuyan yapısı, kimliği şekillendirme gücü ve anlattığı hikâyelerle bambaşka bir çekiciliği var. Bu saydıklarımda saçtan fazlası var. Tarihsel bir şeyden söz ediyorum. Bu tarihçeyi şekillendirmek benim için onurdur.

Hem Olaplex’in Global Marka Elçisi hem de Ulta Beauty’nin Pro Team üyelerindensiniz. Bu markalarla çalışmaya nasıl karar verdiniz? Sizce lüks saç bakım markaları tüketiciye neler vadetmeli?

Bu markalarla paylaştığım ortak değerler olması belirleyici. Olaplex geniş bir ürün yelpazesi sunan bir markadan çok daha fazlasıdır; geliştirdiği ürünler saçın yapısını koruyup güçlendirmeye yönelik. Bu da kıvırcık ve Afro saçlar için ciddi bir önem taşır. Ulta ise deneyimlerime dayanarak konuşma ve öğretme konusunda alan açtı bana. Lüks saç bakımının kapsayıcı, etkili ve bilinçli üretilmiş olması gerektiğine inanıyorum. Mesele fiyat değil, gösterilen özen.

Lupita Nyong’o ile çalışmalarınız moda, kültür ve kimliği bir araya getirme biçimiyle ikonik oldu. Bu yaratım sürecinin ne kadarı ortaklaşa kararlarla, ne kadarı içgüdüsel olarak şekilleniyor?

Bunu dans etmeye benzetiyorum. Biraz içgüdü, biraz da işbirliği var işin içinde. Lupita’nın sadece saçlarını şekillendirmiyorum; beraberce bir anlatı inşa ediyoruz. Tek kelime sarf etmeden ne söylemek istediğimizi soruyoruz kendimize. Yaptıklarımız toplumda ses getirsin diye uğraşmıyoruz aslında. Onunla birlikte çalışmamızın, insanlara zarafetin sadece saçın uzunluğuna bağlı olmadığını hatırlattığını düşünüyorum. Zarafet kişinin hayatın her alanındaki duruşuyla ilgili. Lupita tüm varlığıyla etkileyici bir duruşa sahip.

 

 

Bugüne dek pek çok ünlüyle çalıştınız. Unutamadığınız bir kırmızı halı anı var mı?

2016 senesindeki Met Gala için Lupita’ya yaptığım saç modelinin ayrı bir yarı bende. O upuzun topuz, geçmişe olduğu gibi geleceğe de bağlılığımın ifadesiydi. İnsanlar yerçekimine meydan okuyan bir topuz olduğunu söylemişti ama bana kalırsa beklentilere meydan okuyordu. Farklılığın da güzel olabileceğini gösterdik.

Saçlarla ilgili keşke tamamen unutabilsek dediğiniz yaygın bir kanı var mı?

Kıvırcık saçın profesyonel görünmediğinin düşünülmesi. Nerden çıktı bu fikir hiç bilmiyorum. Altı üstü saçtan söz ediyoruz; kişinin yaptığı işi tanımlayan bir şeyden değil. Profesyonellik buklelerinizden öte sizin nasıl göründüğünüze bağlıdır.

Moda çekimleri, kırmızı halı, defileler ve eğitim gibi birbirinden farklı alanlarda çalıştınız. Peki yaratıcılığınızı en çok besleyen nedir? Nelerden ilham alıyorsunuz?

Her şeyden ilham alıyorum. Tren istasyonlarında, kulak misafiri olduğum sohbetlerde, atalarımdan kalma fotoğraflarda, aynanın karşısında saçıyla oynayan çocuklarda… Bana asıl ilham verense sessizlik. Kulaklarımı bütün seslere tıkayıp iç sesime odaklandığımda yaratıcılığım kendiliğinden gürül gürül akıyor.

Geçmişten veya günümüzden saçlarıyla ikonikleşmiş favori siyah figürleriniz kimler?

En büyük ilham kaynağım Cicely Tyson. Yetmişlerde saçını örerek yaptığı taç sadece bir saç modeli değildi; aynı zamanda bir devrimdi. Poetic Justice filmindeki rolüyle Janet Jackson. Lauryn Hill. Bebek saçlarını ve hayatlarını aynı özenle şekillendiren teyzelerimiz, annelerimiz, kuzenlerimiz de unutulmaz. Benim gerçek kılavuzum onlar.

 

François’ya göre sık buklelerin yerçekimine meydan okuyan yapısı, kimliği şekillendirme gücü ve anlattığı hikâyelerle bambaşka bir çekiciliği var.

Met Gala’nın bu seneki teması Superfine: Tailoring Black Style siyahların moda anlayışının mirasına ve etkisine övgü niteliği taşıyor. Uzun süredir güzellik dünyasında siyah kimliğini destekleyen biri olarak kırmızı halıda saçların temsili hakkındaki görüşünüz nedir?

Dokuların çeşitlenmesi, bu dokuların gururla sergilenmesi ve geleneksel güzellik normlarına uymak için daha az ödün verilmesi olumluydu. Fakat ben yine de siyah kültürünü yücelten daha cesur saçlar görmek isterdim. Bana göre saç bir aksesuar değil, mimari bir yapı âdeta. Göze çarpanlar geçmişi, kültürel belleği ve anlatıyı kırmızı halıya taşıyan isimlerdi. Sadece bir tarzı yansıtanlar değil de o tarzı sahiplenenlerdi.

Nemli havalarda pek çok kişinin saçları elektrikleniyor. Özellikle yazın saçın elektriklenmeden şeklini korumak için ne yapılmasını önerirsiniz?

Saçları nemli tutmak çok önemli. Bir ürün uygulamadan önce saçınıza hafifçe su sıkın. Saç yağını abartmayın. Saten saç aksesuarları ve vigo kullanmanın etkisini hafife almayın. Ama bir şey diyeyim mi bazen de saçların canı nemli havada dans etmek istediği için kabardığını varsayabiliriz. Bırakın özgürce hareket etsin saçlarınız.

Sabahları saatlerce saçını şekillendirecek vakti olmayan kıvırcık saçlı birine pratik bir tüyo vermenizi istesem.

Sadece bir şişe alkali su, krem formunda durulanmayan bir bakım ürünü ve geniş dişli bir tarak yeter. Saçlarınızı ellerinizle biraz karıştırıp kabarttığınız anda hazırsınız. Amaç kusursuzluk değil, kendini özgürce ortaya koymak.

 

Güzellik sektörünün siyah kimliğini öğrenmesi, buna yatırım yapması ve saygı duyması gerektiğinin altını çiziyor.

Kişinin saçlarından memnun olmasının çok önemli olduğuna inanıyorsunuz. Peki saçlarından hoşlanmayan birinin fikrini değiştirmesi için ne yaparsınız?

Karşımdakini dinlerim. Çünkü çoğunlukla mesele saçlardan değil de, saçlarla ilgili sizde yer etmiş hikâyelerden kaynaklanıyor. Utanç, kıyaslama, kötü anılar… Bunları ifade etmesi için alan açıyorum. Sonra onlara saçlarının “nasıl olması gerektiğini” değil, saçlarıyla neler yapabileceklerini gösteriyorum. Saç dokularının güzelliğini fark ettikleri anda değişim başlıyor.

En sık paylaştığınız saç bakımı önerisi nedir?

Saçınız söz dinlemediğinde de onu sevin. İşte o zaman saçınızın size bir şey anlatmaya çalıştığına emin olabilirsiniz. Saçınızı cezalandırmaktansa ona kulak verin. Çünkü saçınızın da bir karakteri var. Bu karakteri tanımaya çalışın.

Favori kusurunuz nedir?

Disleksik olmam. Yıllarca bunu zayıflık olarak görmüştüm. Şimdi anlıyorum ki bu aslında benim süper gücüm. Bu sayede görsel ve işitsel algılarım gelişti. Böylece hayal gücüm genişledi. Bu “kusur” beni özgürleştirdi.