
Fotoğraf: Pinterest
Okumalar
Meme Küçültme Ameliyatı Kararını Hayata Geçiren Bir Kadın Anlatıyor
Yazar ve çevirmen Elif Doğan, memelerinin büyüklüğünden çok rahatsız olmasına rağmen zorunlu bir operasyon olmadığını düşünerek meme küçültme ameliyatını yıllardır erteliyordu. Öncesi ve sonrasıyla ameliyat deneyimini kendisinden dinliyoruz.
Yazı Seda Yılmaz
- PAYLAŞ
- LİNKİ KOPYALA
Kadınlar zaman zaman kendi ihtiyaçlarını geri plana atıyor. Şimdi sırası değil diye düşünüyoruz. Başka öncelikler ağır basıyor. Bir türlü kendimize sıra gelmek bilmiyor. Yazar ve çevirmen Elif Doğan’ın meme küçültme ameliyatı olma kararı almasıyla bunu gerçekleştirmesi arasında geçen süre ve çevresinde aynı operasyonu geçiren her kadının “Tek pişmanlığım daha önce yaptırmamış olmak” sözleri de bunu gösteriyor bize.
“Hayatımın bu kadar değişeceğini bilsem hiç beklemezdim,” diyen Doğan’a meme küçültme ameliyatıyla ilgili merak ettiklerimizi sorduk.
Meme küçültme ameliyatı olmaya nasıl karar verdin?
Kim olduğunu hatırlamıyorum ama birisi aklıma düşürdü. Büyük memenin bir sorun olduğuna ikna olmam biraz vakit aldı yine de. Doğuran, emziren her kadın için durum bu ve bunun geri dönüşü yok sanıyordum. Meme küçültme ameliyatı olan kadınlarla karşılaşınca öyle olmadığını fark ettim. Çünkü ben de çoğu insan gibi bunu estetik operasyon olarak algılıyordum.
Aklına düşmesiyle hayata geçirmen arasında ne kadar süre var?
Beş sene.
Niye bu kadar uzun sürdü?
Öncelikle estetik ameliyat olduğu için ne gerek var diyordum. Zorunlu bir ameliyat değil neticede. O arada pandemi oldu. Tiroid ameliyatı olmam gerekti. Yani araya bir sürü bir şey girdi. Ama gerçek anlamda harekete geçmeme engel olan iki faktör vardı. İlki, kafamdaki şart değil algısı. İkincisi de işin mali boyutu. Daha doğrusu mali ve fiziksel boyutu. Eşimin çok yoğun çalıştığı bir dönemdi. O sırada evdeki işlerimi tamamen durdurmam mümkün değildi. Çocukların okula getirilip götürülmeleri gibi günlük işlerden söz ediyorum.
Memelerinin büyük olmasının ne tür zorlukları vardı?
Özellikle yazın çok terlediğimde, teri emmesi için sürekli tişörtümü katlayıp memelerimin altına sıkıştırıyordum. Bodrum’da yaşadığımdan sutyensiz gezebiliyordum ama yine de zordu. Bir de boyun ağrısı derdi. Ensemin arka tarafında bir kitle gibi oluşan şişkinlik ağrı yapıyordu. Baktırdım, hiçbir şey çıkmadı. Ameliyattan önce doktor kontrolünde sol mememin, sağ mememe göre 1,5-2 santim daha sarkık olduğunu öğrendim. Memeler zaten asimetrik olurmuş ama bu farkın bir sebebi de emzirme. Ameliyatla birlikte boyun ağrılarımdan kurtuldum. Ağrının bundan kaynaklandığını ameliyattan sonra anladım. Önceden kollarımı kapatamadığımı da böyle fark ettim. Birçok şeyi yapmaya üşendiğimden yapmadığımı sanırdım ama aslında zorlandığım için yapamıyormuşum.
Ameliyat olma kararınla ilgili Substack’te paylaştığın bir yazıda “Harekete geçmek için benim rahatsız olmam yetmedi, rahatsız olduğumun başkaları tarafından da görünür hale gelmesi gerekti,” diyorsun. Bu bana kadınların mental yükler ve binbir türlü sorumluluk yüzünden kendi ihtiyaçlarını geri plana atmaya meyilli olduklarını düşündürdü. Sen de biraz açar mısın konuyu?
Sen öyle söyleyince ve tekrar düşününce resmen gözlerim doldu. Birçok kadının böyle bir sıkıntıyla (meme ya da başka bir şey) yaşadığını düşünürsek… Bir noktada artık o kadar rahatsız oluyordum ki, yakın çevremdekiler bunun gerekli olduğunu söylemeye başladı. Annemlerle altlı üstlü oturuyoruz. Babam bile söylüyordu; ben fenalık geçiriyorum seni görünce diyordu. Eşim de bu operasyonu yaptırmamız gerektiğini ifade ediyordu. Şimdi düşünüyorum da sanki sessizce onların icazetini almayı beklemişim. Başta bahsettiğim nedenler de var tabii. Ama kafayı kırsaydım yine yapardım. Bunun için çevremdekilerin artık bunun bir zorunluluk olduğuna inanmalarını beklemişim. Bence üzücü bir şey bu.

Bu operasyonla ilgili seni kaygılandıran şeyler var mıydı?
Net bir kaygıyla girmedim ameliyata. Ama beklediğimden daha zor olduğunu itiraf etmeliyim. Bundan önceki tiroid ameliyatımla kıyasladığım için de böyle düşünmüş olabilirim tabii.
İyileşme süreci nasıl geçti? Hiç zorlandın mı?
Ayılırken çok ciddi ağrım oldu. O sırada ağrı kesicinin etkisi geçmeye başlamıştı muhtemelen. Ve o an “Ben ne yaptım? Ne gerek vardı böyle bir şeye?” dedim kendi kendime. Sonra hemşirenin ve kuzenimin yardımıyla tuvalete gittim. Aynaya bir baktım, memelerim küçücük. O an ne ağrı kaldı, ne de başka bir şey.
İyileşme sürecinde de ağrım oldu tabii ki. Hep yüzükoyun yattığım halde aylarca sırt üstü yatmak zorunda kaldım. Ama fiziksel açıdan baktığımda gerçekten buna değermiş diyorum. Ayrıca bu hayatta kendim için yaptığım tek şey. Karar almamın beş sene sürmesinin sebeplerinden biri de buydu. Hiç kimseye faydası olacak bir şey değil diyordum.
Memelerini küçültmeye niyetlenenlere ama çeşitli sebeplerden ötürü operasyona cesaret edemeyenlere ne tavsiye edersin?
Bence en önemlisi güveneceğiniz doktoru bulmak. Ben karar vermeden önce doktor doktor gezdim. Aralarında güvendiklerim oldu ama bana bir iki haftada ayağa kalkarsın, hiç merak etme denmesini bekledim. Haftalarca çocuklarla ilgilenmeyecek olmayı kabullenemiyordum. Duymak istediğim şeyleri söyleyecek bir doktor aradım aslında. Ama öyle biri yoktu tabii.
Peki iz kaldı mı?
Ameliyattan önce iz kalabileceğine dair bir form imzalıyorsun. O benim için bir kriter değildi. Ameliyatın üstünden sekiz ay geçti. Bir mememdeki iz neredeyse tamamen yok oldu; diğerinde çok hafif iz var.
Ameliyatın öncesinde ve sonrasında yaşadıklarını hiç filtrelemeden Instagram’da ve Substack’te paylaştın. Nasıl tepkiler aldın?
Genelde çok güzel, destekleyici yorumlar geldi. Ameliyat olanlardan, tek pişmanlığım daha önce yaptırmamak diyenler oldu. Olmak isteyenlerden çok yorum geldi. Yetişebildiğim kadarıyla onlarla da tek tek konuştum. Meme küçültmenin de büyütmenin de rahatlıkla, açıkça konuşulması gerektiğine kalpten inanıyorum.