Okumalar

Neden Güzelliğin Peşindeyiz?

İnsanların güzel olma arzusu çağları aşan bir olgu. Ama bu olguyu güzellik standartlarından bağımsız düşünmek mümkün değil. The Cult of Beauty (Güzellik Kültü) sergisi güzelliği mercek altına alıyor.

9 Ocak 2024

The Cult of Beauty (Güzellik Kültü) sergisinin başlangıcında, Naomi Wolf’un 1990’da yayımlanmasının ardından büyük iz bırakan kitabı The Beauty Myth’ten (Güzellik Miti) bir cümle çarpıyor gözüme: “İdeal güzelliğin ideal olmasının sebebi, ideal güzellik diye bir şeyin var olmamasıdır.” Bunu okur okumaz, güzellik standartlarıyla hesaplaşmaya niyetli bir sergiye adım attığımı anlıyorum. Londra’da Wellcome Collection’ın ev sahipliğinde açılan sergide güzellik kavramı üç ana başlıkta ele alınıyor: Güzellik idealleri, güzellik endüstrisi ve güzelliği alt üst etmek. İki yüzden fazla obje ve sanat eseriyle hem tarih boyunca güzelliğe atfedilen önem irdeleniyor hem de güzelliğin politik, kültürel ve toplumsal anlamları eleştirel olduğu kadar merak uyandıran bir biçimde ele alınıyor. Wolf’un cümlelerinin etkisindeyken, Antik Mısır’ın güzelliği dillere destan kraliçesi Nefertiti’nin büstü ile göz göze geliyorum. Onun sürmeli gözleri ve boyalı kaşları, insanların güzelleşmek için kendini süslemesinin çağımıza özgü olmadığını gösteriyor. Aynı zamanda, sergilenen objeler arasında bulunan neolitik çağlardan kalma kozmetik paletleri de bunun kanıtı.

The Cult of Beauty’nin (Güzellik Kültü) küratörü Janice Li, güzelliğin kültürel bir inşa olduğunu vurgulamak adına korselerden tutun da insan boyutunda tasarlanmış Barbie bebeklere kadar birbirinden çeşitli malzemelerden faydalanmış. Sergide kronolojik bir akış tercih edilmemesi ve geçmişten günümüze sıçrayışların olması da ayrıca etkileyici. Mesela 1920’lerin siyah ikonu Josephine Baker’ın pudralığı ve aynası bulunan bakalit bilekliğinin yanı başında Rihanna’nın markası Fenty Beauty’nin 59 farklı tonu bulunan fondöten koleksiyonuyla karşılaşmak şaşırtıcı kesinlikle.

Sergilenen güzellik ve bakım ürünleri, güzelliğin tamamlayıcıları ile bir arada sunuluyor. Örneğin aynalar. Geçmişte, insanların yansımalarını net bir şekilde göremedikleri çağlarda güzelliğe nasıl bir anlam atfediliyordu acaba? Sergi, cep telefonlarının neredeyse aynanın yerini aldığı günümüzde bizi bu soru üzerine de düşündürüyor. Bu açıdan Antik Mısır’da milattan önce 800 ila 1000 yılları arasında kullanıldığına inanılan bronz ayna çok ilginç bir obje. Çünkü camı yok. Zaten Batı’da cam aynanın lüks bir nesne olmaktan çıkıp yaygınlaşması 19. yüzyılın ortalarını bulmuş.

Sergi boyunca farklı farklı dönemler ve kültürler arasında gezinirken güzellik idealinin kurduğu kapanların yanı sıra, farklılıkların ve çeşitliliğin gözler önüne serilmesinin ne kadar önemli olduğu fikri dolanıyor zihnimde. Güzelliği alt üst etmek adını taşıyan son bölümde, kadınlardan oluşan bir kolektif olan Xcessive Aesthetics’in bir gece kulübünün tuvaletine benzeyen enstalasyonundaki aynaların karşısına geçip herkes gibi ben de bir selfie çekiyorum. Bu esnada aynalarda TikTok videoları, makyaj tüyoları, güzellik endüstrisinden haberler hızlı hızlı akıyor. Bir gece kulübünün tuvaletinde rujunuzu tazelerken tanımadığınız bir kadınla göz göze gelip birbirinize gülümsemeniz de güzelliğe dair. The Cult of Beauty (Güzellik Kültü) bize bunu hatırlatıyor.

The Cult of Beauty (Güzellik Kültü) 24 Nisan’a kadar Wellcome Collection’da görülebilir.
wellcomecollection.org